Ethereum ve Solana: Blok Zinciri Gelişiminin İki Yolu

Blok zinciri teknolojisi önemli bir dönüşümle karşı karşıya. Ethereum, arz tarafı reformu gerçekleştirirken, Solana ise tüketim talep sahalarını genişletmeye odaklanıyor. Bu iki büyük kamu zinciri platformu farklı gelişim stratejileri benimsedi ve blok zinciri teknolojisinin gelişiminde iki tamamen farklı yol sergiledi.

Ethereum kurucusu Vitalik Buterin, stratejik yönünü yeniden ayarlıyor. Sınırsız genişleme hayalini terk ettikten sonra, L1 düzeyindeki performansı optimize etmeye odaklanmaya başladı. Ethereum ana ağının "hız artırma ve maliyet düşürme" planı gündeme alındı, Risc-V mimarisine geçiş bu sürecin sadece başlangıcıdır. Gelecekte, verimlilikte Solana'yı geçmek veya onu aşmak, Ethereum'un ana hedefi haline gelecektir.

Bu arada, Solana "büyüme ve güçlenme L1" yolunda ilerlemeye devam ediyor. Son New York Solana konferansında, Anza ekibi tarafından geliştirilen Alpenglow konsensüs protokolü geniş ilgi topladı. Bu yeni protokol, "dünya bilgisayarı" büyük hedefini gerçekleştirmeyi amaçlıyor ve Ethereum'un nihai vizyonuyla örtüşüyor.

Alpenglow protokolü cesur bir öneri sunuyor: büyük ölçekli düğüm ağlarında, güvenlik konsensüs eşiği %20'ye kadar düşürülebilir. Bu fikir, devasa düğüm ağlarında, %20'lik bir konsensüs oranının kontrolü için büyük miktarda sermaye gerektirdiği varsayımına dayanıyor, bu nedenle kötü niyetli saldırı olasılığı son derece düşüktür.

Bu protokol, süreci Rotor, Votor ve Repair olmak üzere üç parçaya ayırıyor. Rotor mekanizması, Solana'nın mevcut Turbine mekanizmasının derin bir revizyonudur ve daha verimli blok bilgi yayılımı sağlamayı hedefler. Votor ise daha düşük bir mutabakat oranında blokların hızlı bir şekilde geçmesine olanak tanıyan yeni bir düğüm onay mekanizmasıdır.

Alpenglow'un temel hedefi, blok mutabakat üretim sürecini azaltarak işlem işleme hızını önemli ölçüde artırmaktır. İlk testler, ideal koşullar altında bu protokolün blok üretim süresini 100 milisaniyeye düşürebileceğini, bu durumun mevcut 10 saniye seviyesinin çok altında olduğunu göstermektedir.

Ancak bu radikal reformlar zorluklarla da karşılaşmaktadır. Konsensüs eşiğini düşürmek güvenlik riskleri doğurabilir ve verimlilik ile güvenlik arasında bir denge bulmak gerekmektedir. Ayrıca, bu protokolün büyük ölçekli uygulamalarda yüksek verimliliği sürdürebilip sürdüremeyeceği de doğrulanmayı beklemektedir.

Dikkate değer bir nokta, Alpenglow protokolünün uygulama alanının yalnızca Solana ile sınırlı olmadığıdır. Teorik olarak, Ethereum dahil olmak üzere, hisse kanıtı (PoS) mekanizmasını benimseyen herhangi bir blok zinciri bu mekanizmadan faydalanabilir. Bu, blok zinciri teknolojisi araştırmalarının mevcut teknolojinin sınırlarına ulaştığını ve gelecekte bilgisayar bilimi hatta sosyoloji alanından daha fazla yenilikçi fikre ihtiyaç duyulabileceğini göstermektedir.

Blok zinciri teknolojisinin sürekli evrimi sırasında, Ethereum ve Solana iki farklı gelişim yolunu temsil ediyor. Ethereum daha temkinli bir optimizasyon stratejisi seçerken, Solana daha agresif bir ölçeklendirme çözümü benimsedi. Bu iki yolun rekabeti, tüm blok zinciri sektörünü ileriye taşıyacak ve sonunda kimlerin öne çıkacağını göreceğiz.